Bir Zamanlar Kültürel Bir Blogta

        Vizelerle dolu bir Kasım ayı geçirdiğimden bu ay sadece Skyfall yazısını yazabildim. Blogdan uzak kalmak son derece kötü. Ayrıca da ziyaretçi sayısının iyice artması da yazı yazma iştahımı artırıyor. Ama Aralık yaklaşıyor. Aralık, yılın en sevdiğim zamanıdır. Her ne kadar bizim bayramımız olmasa da 25 Aralık' ta ki Noel' i iple çekiyorum.Yeni yıl heyecanıyla da bu birleşince Aralık benim en sevdiğim ay oluyor. Aralık ayında hiçbir vizem olmadığından yepyeni yazılarla geri döneceğim. Hepimiz Christmas şarkıları dinleyerek yazıları okuyacağız. Yeni yıl ve Noel ile ilgili yazılar için beklemede kalın. Bu arada Amerikan okuyucuların hepsinin Şükran Günü kutlu olsun. Happy Thanksgiving to all my American reader :)         Şükran Günü ülkemizde pek fazla bilinmeyebilir. Ne de olsa bizim bayramımız değil. Böyle değişik, ilginç günleri her zaman çok sevmişimdir. Şükran Günü' nün anlamı için ise en sevdiğim dizilerden biri olan efsanevi Life with Louie (Afacan Louie diye

007 Yarbay James Bond - Daniel Craig         1962' te Dr. No filmiyle sinema en ünlü ajanına yani James Bond' una kavuştu. Her ne kadar o zaman bu tahmin edilemese bile. Bu 50 sene içinde klasik seride yirmi, modern seride Skyfall ile birlikte üç film izledik. İki tane de klasik seriden bağımsız yapım izledik. (67 yapımı Casino Royale ile 83 yapımı Never Say Never Again). Bu eleştiride çok sevdiğim klasik seriden ziyade modern seriden söz edeceğim. 2006 yapımı Casino Royale' de Daniel Craig' i ilk defa Bond rolünde izlemiştik hatırlarsanız. O zamanlar Craig' i Bond rolüne pek yakıştıramamıştım doğrusu. Hatta bu KGB ajanı kılıklı adamdan Bond mu olur bile demiştim. Craig' in adı Bond olarak ilk duyurulduğunda her yerde "ilk sarışın Bond" yazdı, hiç unutmuyorum. (Hala öyle diyenler var) Oysa Craig ilk sarışın Bond değildi. 70' ler ve 80'lerde yedi defa bu rolü canlandıran Roger Moore' du bu etiketin asıl sahibi. Casino Royale, evet, güzel